Hint Adaları’nda görev yapan bir doktorun hayatı, bir gün kendisini ziyaret eden bir kadının yasadışı yardım talebiyle karşı karşıya kaldığı tercih yüzünden altüst olur. Gururu ve vicdanı arasında sıkışan doktor, gururuna yenik düşer ve bu zengin kadının yardım talebini geri çevirir. Hemen sonra çok pişman olsa da artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Bir Amok gibi durmamacasına, nereye gittiğini bilmeden her şeyiyle koşmaya başlar; bir delilik haliyle, önüne çıkan her şeyi yok ederek...

Stefan Zweig’ın en önemli eserleri arasında yer alan Amok Koşucusu; psikolojik analizleri, gerilimli karakterleri ve atmosferiyle yazarın eserlerinde ve hayatında önemli bir yere sahip olan ölüm ve intihar kavramlarına odaklanır.

Ruhu çoktan ölmüştü, geriye öldürülecek yalnızca bedeni kalmıştı.

Amok Koşucusu, 20. yüzyıl edebiyatına damgasını vuran Stefan Zweig'ın en önemli eserleri arasında yer alır. Doktor olarak yardıma ihtiyaç duyan bir insana el uzatmamanın vicdani yükümlülüğüyle kendi gururu arasında sıkışıp kalan bir adamın hikâyesidir.