Çağ açıp çağ kapatan, Osmanlı Devleti’ni imparatorluk haline getiren bir padişah: Fatih Sultan Mehmed Han. Fatih’in en büyük silahı olan istihbarat teşkilatı Karatuğlar ve teşkilatın amansız lideri Kul Ömer… Karanlık güçlerin efendisi İlian Sadnakar… Sarayda büyüyüp yetişen habis bir ur: Kont Drakula… En koyu isyanların karşısında, irfanın temsilcisi Ak Şeyh Akşemseddin… Okurları ve edebiyatçılar tarafından Peyami Safa’nın halefi olarak gösterilen Okay Tiryakioğlu; akrepli arbaletler, Bizans surlarını titreten toplar, kılıçtan keskin akıl oyunları, zehirden yakıcı Rum Ateşi, efsaneler, sırlar ve akıl, bilek ve yürek gücüne dayalı savaşların gölgesinde Fatih Sultan Mehmed’in inanılmaz hayatını yazdı.

"İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, onu fetheden ordu ne güzel ordudur," diye müjdelenen bir padişahın çağ başlatıp çağ kapatan fethini anlatıyor Okay Tiryakioğlu bu defa. Okurlarına bu büyük fethi akıcı ve coşkulu üslubuyla sunarken döneme hakim olan yazar savaş meydanını anlattığı sahnelerle çok canlı bir anlatı yakalıyor. Yazar; Bizans surları, dökülen toplar, askerlerin korkuyla karışık cesaretleri ve Fatih Sultan Mehmet'in kendinden emin tavrı gibi kurguyu derinleştiren detaylarla fethi gerçek bir düzlemde, çok boyutlu olarak ele alıyor.

"Dağ ne kadar yüksek olursa olsun, yol onun üzerinden geçer Hünkarım. Sen dağ olmaya heveslenme, asla gururlanma; yol ol ki, herkes senin üzerinden geçerken sen dağların bile üzerinden geçesin..."

-Tüm dünyanın gözünün üstünde olduğu, Peygamber'in müjdelediği, İslam aleminin beklediği bir komutanın; Fatih Sultan Mehmet'in portresini anlattığı için önemli bir romandır. -Yazdığı tarihi romanlarla sadık bir okur kitlesine ulaşan Okay Tiryakioğlu'ndan yine akıcı bir Osmanlı romanı.